EN TATLI ZEHİR ŞEKER
Kelime anlamı şeker kamışı, şeker pancarı veya nişasta bazlı ürünlerden elde edilen tatlı madde olsa da aynı zamanda şekerli gıda maddelerini yerken aldığımız tat, haz ve lezzeti düşünerek karşımızdakine güzel his ve duygularımızı anlatmak amacıyla kullandığımız bir kelime: ŞEKER… Oysa şeker tüketmenin uzun vadede sağlığımıza etkileri pek o kadar sevimli ve hoş değil…
Şeker; şeker kamışı ve şeker pancarından elde edilen sakkaroz yani beyaz şeker ve nişasta bazlı hammaddelerden çeşitli kimyasal yollarla elde edilen nişasta bazlı şeker olarak adlandırılan glikoz, izogklikoz, fruktoz ve türevlerinden oluşuyor. Yani şeker tamamen rafine ve çeşitli kimyasal işlemlerden geçmiş bir son ürün.
Şekerin Sebep Olduğu Hastalıklar
13. ve 15.yüzyıllar arasında tedavi amaçlı kullanılan şekerin günümüzde pek çok hastalığa zemin hazırladığı düşünülüyor. Şeker, kanser hücrelerini besliyor ve vücutta birçok hastalığa sebep olduğu düşünülen candida mantarını artırıyor, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve mineral dengesinin bozulmasına sebep olarak birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Ayrıca diyabet, obezite, kalp-damar hastalıkları, tansiyon, romatizma, kemik erimesi, karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa sebep olan etkenler arasında ön sıralarda yer alıyor.
Şekere alıştıkça beden her seferinde daha fazlasını istiyor. Oysa rafine şeker beslenmeden çıkarılınca damak tadı değişmeye başlıyor ve rafine şeker yenildiğindeki lezzet farkı ve bedenin tepkisi kolayca hissediliyor.
Şekerle çocuklara ödül değil, farkında olmadan ceza veriliyor. Kısa vadede zararını belki hemen görmediğimiz bu ürünler sağlığa zaman içerisinde çok ciddi zararlar veriyor. Şekerin özellikle çocuklarda hiperaktivite, dikkat bozukluğu, alerjiler, egzama vb. rahatsızlıkların ve uzun vadede kronik rahatsızlıkların oluşumuna ciddi katkısı olduğu konusunda uzmanlar anne babaları uyarıyor.
Paketlenmiş ve Hazır Gıdalardaki Tehlike
Şeker, endüstride 19. yy’da kullanılmaya başlanmış. Günümüzde paketlenmiş birçok ürünün içeriğinde şeker bulunuyor. Gerek lezzet katmak gerek raf ömrünü uzatmak gerekse kıvam artırmak amaçlı olarak şekerin bu kadar yoğun bir şekilde kullanılması ve son kullanıcı tarafından tüketilmesi ekonomik anlamda son iki yüzyılda ciddi üretim-tüketim rakamlarına ulaşılmasına sebep olmuş.
Nişasta bazlı şekerler; paketlenmiş gıdaların hammaddesi olarak kullanılıyor. Maliyeti daha düşük olması nedeniyle paketlenmiş gıdaların hammaddesi olarak üreticiler tarafından tercih ediliyor. Market raflarında gördüğünüz reçellerden, bisküvilere, çikolatalardan, dondurma ve şekerlemelere, meyve sularından alkollü-alkolsüz tüm içeceklere kadar her paketin içinde yer alıyorlar.
Bir ürüne talep varsa arz da olacaktır. Bireysel olarak bu ürünleri hayatımızdan çıkarmaya karar vermek ve yaşam şeklini ona göre revize etmek en önemli önceliğimiz olmalıdır.
Nasıl Vazgeçerim Senden
Bebeklikten çocukluğa sonra yetişkinliğe giden süreçte damak tadımız bu lezzete fazlasıyla alıştırılıyor. Şekere bağımlı iseniz başlangıçta ondan vazgeçmek elbette zor olacak; ancak rafine şeker yerine glisemik indeksi daha düşük meyve şekeri alternatiflerini hayatınıza dahil edebilir ve kolayca rafine şekeri hayatınızdan çıkarabilirsiniz.
Alternatifleri araştırmaya başlayınca aslında rafine şekere hiç ihtiyaç duymadan meyve şekerleri ile neler yapılabileceğini fark edecek ve bunların hiç de diğer tatlıları aratmadığını göreceksiniz. Yeter ki sağlık için alışkanlıklarınızı değiştirmeye niyet edin. Belki rafine şeker kadar ucuz olmayacak; ancak yaptığınız gereksiz harcamalar ve sağlıksız birçok alışkanlığa yatırılan onca paraları düşününce inanın bu masraf çok düşük kalacak. Meyveli pudingler, hurmadan yapılan tatlı ve kurabiyeler derken bir bakmışsınız ki alışkanlıklarınız ve damak tadınız değişmiş…
Sağlık için yediklerimizin farkında olalım… Yiyecek alışkanlıklarınızda sistemin getirdiklerini kabul etmek zorunda değilsiniz. Sorgulayıp araştırıp aileniz ve kendi sağlığınız için en iyisini en sağlıklısını tüketebilirsiniz. Seçim sizin!
Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümünü mezunu. 11 yıl bankacılık sektöründe müşteri ilişkileri, satış, pazarlama, bölge satış koordinasyon ve hazine bölümlerinde çalıştı.
Profesyonel ve özel hayatında önce kendi hayatının koçu olmak ve kendi yaşamında fark yaratmak, sonra da etrafında fark yaratabilmek için yaşam koçluğu ve yoga eğitmenliği eğitimleri aldı. Çok sayıda kişisel gelişim seminerine katıldı. Bu süreçte sağlıklı beslenme ve bütünsel olarak sağlıklı, dengeli yaşam konuları özel ilgi alanı oldu.
Fortiks Eğitim Danışmanlık’ta proje koordinatörü olarak görev yapıyor. Yaşamının merkezinde; yoga, sağlıklı yaşam, organik ve sağlıklı beslenme olan Mehtap Yakak, öğrendiklerini Fortiks Eğitim Danışmanlık bünyesinde organik ve doğal ürün eğitimleri ile paylaşıyor.
mehtap@fortiks.com