YÜZYILA DAMGASINI VURAN İYİ YAĞ OMEGA 3

Omega 3, esansiyel dediğimiz ve mutlaka dışarıdan takviye edilmesi gereken bir yağ. Bu yağları bu kadar değerli yapan ise metabolik olarak oynadıkları çok önemli rollerden kaynaklanıyor.

Omega 3’ ler çok çeşitli gıdalardan ve kaynaklardan elde ediliyor ve 18-22 karbon atomu taşıyan uzun zincirli doymamış yağ moleküllerinden oluşuyor.

Vücudumuzda bulunan tüm hücrelerin membranlarında çok önemli rolleri bulunan Omega 3’ler özellikle beyin hücreleri ve retinanın büyümesi ve fonksiyonlarını devam ettirebilmesi açısından büyük önem taşıyor. Omega-3’ler içerisinde, özellikle EPA / DHA (balık ve deniz canlılarından elde edilen) vücutta sessiz bir şekilde oluşan ve süre giden inflamasyonun giderilmesinde önemli rol oynuyor.

Omega-3 faydalarını ilk duyduğumuz en çarpıcı istatistik eskimolar ile ilgili tarihi bir analiz. Bu analiz, ağırlıklı olarak balık ve deniz canlıları ile beslenen eskimolarda kardiyovasküler rahatsızlıkların çok az görüldüğünü ve görece sağlıklı bir hayat sürdüklerini ortaya koyuyor.

Günümüzde Amerikan Kalp Sağlığı Derneği insanlara Omega-3 ağırlıklı bir beslenme şekli öneriyor.

Birçok hastalıkta ve çok sayıda çalışmalar devam etse de günümüzdeki veriler ile Omega-3’leri önerebildiğimiz birçok alan bulunuyor.

SAĞLIKLI KALP VE DAMAR SISTEMI

EPA ve DHA yağ asitlerinin damar koruyucu ve kan yağları üzerine düzenleyici etkileri mevcuttur. Pek çok çalışma Omega-3 yağ asitlerinin; serum trigliserid seviyesini (%20-%50 oranında) azalttığını, arterlerin yapısını güçlendirdiğini, kan pıhtılarının oluşumunu azalttığını gösteriyor. Omega 3 yağ asitlerinin düzenli ve doğru dozlarda kullanımında, kötü kolesterolü (LDL) düşürerek iyi kolesterolü (HDL) yükselttiği gözlemlenmiştir.

 

SAĞLIKLI BEYİN VE HAFIZA

Beyin hücreleri membranında bulunan iyon kanalları, elektriksel sinyallerin hücre içine alınması veya sinyallerin durdurulmasını sağlamak için şekil değiştirirler. DHA (Docosahexaenoic acid) isimli Omega 3 yağ asidinin, bu kanalların daha elastik hale gelmesini sağladıkları ve daha kolay şekil değiştirmelerine yardımcı olduğu düşünülmektedir.

ADHD hastası çocuklarda ortak olan bir bulgu, Omega 3 seviyelerinin düşük olmasıdır. Bu kanıttan yola çıkılarak bu çocuklarda; Omega 3 + Gamma linolenik asit (GLA) kombine kullanımı önerilmektedir.

Boston'daki Tufts Üniversitesi uzmanlarının, yaş ortalaması 75 olan bin 137 kişinin kan örneklerinde yağ asidi ölçümü yaptığı araştırmada, deneklerin beslenme alışkanlıkları 10 sene boyunca izlenmiştir.  10 yılın sonunda yapılan incelemelerde, deneklerden Omega-3 yağ asidi açısından zengin beslenen kişilerde, bunama ve Alzheimer gelişimi riski diğer deneklere göre yarı yarıya daha az bulunmuştur.

Archieves of Neurology Dergisi'nde yayınlanmış olan bir diğer çalışmanın sonuçlarına göre, yaşları 65-94 arasında değişen bireylerin beslenme alışkanlıkları incelenmiştir. Omega-3 yağ asitleri daha yüksek olan grupta, Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin yüzde 60 oranında daha az olduğu tespit edilmiştir.

Depresyonda çalışmalar devam etmektedir. Depresyon hastalarının kan ve serum Omega 3 düzeylerinin kontrol grubuna göre daha düşük olduğu görülmüştür.

Bi-polar hastalığı bulunan 30 hastada, yüksek miktarlarda Omega 3 tüketiminin EPA (6.2 g/d) ve DHA (3.4 g/d), plasebo grubuna göre daha uzun süre remisyon sağladığı görülmüştür.

EPA+ DHA desteği alan bireylerin depresyona girme oranının plasebo grubu ile karşılaştırıldığında daha düşük olduğu görülmüştür.

GÖRME SAĞLIĞI

Gebelik döneminde Omega 3 kullanımı ile bebeğin beyin gelişimi, sinir gelişimi ve retina gelişiminin sağlanması hedeflenmektedir.

Omega 3 yağ asitlerini az tüketen insanlarda, retina dejenerasyonuna bağlı olarak görme fonksiyonunun azaldığı gözlemlenmiştir.

Ayrıca sürekli Omega 3 tüketen insanlarda, sarı nokta hastalığının daha az görüldüğü gözlemlenmiştir.

2009’da National Eye Institute (NEI) tarafından yürütülen bir çalışmada, yaşa bağlı görme bozuklukları 12 yıllık bir süre için analiz edildiğinde, Omega 3 açısından zengin beslenenlerde %30 daha düşük oranda rapor edildiğini ortaya koymuştur.

Omega-3’lerin sistemik ve lokal kullanımlarının, ileri yaşlarla birlikte gelişen göz kuruluğunu ve enflamasyonu giderdiğini gösteren çalışmalar da mevcuttur.

EKLEM SAĞLIĞI

EPA ve DHA antienflamatuvar maddelerin (III. grup prostaglandinler ve V. Grup lökotrienler) sentezlenmesini sağlar. Bu nedenle Omega-3 kullanımı; eklemlerde ağrı ve enflamasyonun azaltılmasını, eklem iltihabı ve kıkırdağa zarar veren enzim aktivitesinin azaltılmasını, eklemlerde hassasiyet ve sabah sertliğinin azaltılmasını sağlamaktadır.

DOGUMDAN ITIBAREN OMEGA-3

Embriyonun beyin gelişimi ve zarının yapılandığı ilk birkaç haftada DHA yağ asitlerinin mutlaka alınması gerekmektedir. Yapılan birçok araştırmada, gebelik döneminde elzem olan DHA yağ asidinin kullanılmaması halinde, fetüsün beyin gelişiminde olumsuz etkiler gözlemlenmiştir.

Gebelik sırasında anneden bebeğe aktif olarak Omega-3 transferi olmaktadır. Bu durum annenin Omega-3 depolarını ciddi olarak tüketmekte ve yeterli takviye almazsa doğum sonu depresyonuna sebep olmaktadır.

OMEGA 3 (EPA+DHA) NASIL VE NE KADAR KULLANALIM?

Doğumdan yaşamın sonuna dek, her dönemde farklı bir faydası ile ihtiyaç duyulabilecek bu esansiyel yağların, daha fazla miktarda alınan Omega 6 yağları (soya ve ayçiçeği vb. yağlar) ile denge içinde tüketilmesi gerekmektedir. Bu oran, bazı çalışmalarda; 1:1, bazılarında ise 2:1 olarak verilmiştir.

•             Yetişkinlerde günlük standart doz; 600-1000 mg (koruyucu doz) /gün

•             Çeşitli kronik hastalıklarda doz; 1.000-2.500 mg/gün

•             Hamilelerde doz; 200-400 mg DHA/gün

•             1 yaşına kadar olan bebeklerin; DHA olarak anneden alması öneriliyor

•             2-4 yaş arası çocuklarda doz; 400 mg EPA+DHA/gün

•             4 yaş üstü çocuklarda doz; 600 mg EPA+DHA/gün

•             ADHD ve Otizm için araştırmalarda kullanılan doz; minimum 1000 mg (DHA ağırlıklı) /gün

Kan inceltici ilaç alanlarda (Kumadin, aspirin) hemofili hastalarında kullanıma dikkat edilmesi gerekmektedir.

Boston Üniversitesinde Dr. Barry Sears, yüksek doz Omega-3 ile 21. yüzyılda mucize sonuçlar alınabileceğini belirtmiştir. Dr Sears’ın ‘The Zone’ isimli kitabı en çok satanlar listesine girmiş ve beslenme konusunda önemli rehberlerden biri olmuş kaynak niteliğindedir.  Bağışıklık sisteminden, sinir sistemine, kalp ve damar sisteminden göze, eklemlere kadar herkes için ve sağlık için; Omega 3…

Ecz. Sibel Çolak

Kısa Bilgi:

Edirne'de doğdu. İstanbul üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden 1995 yılında mezun olduktan sonra MBA programını tamamladı. Londra'da İngilizce ve mesleki İngilizce eğitiminden sonra hedeflediği ilaç sektöründe çalışmaya başladı. 1997 yılında Aventis’te başladığı iş hayatında sırasıyla Eczacıbaşı, Abdi İbrahim ve Actelion firmalarında Ürün Müdürlüğü, Grup Ürün Müdürlüğü, İş Birimi Müdürlüğü görevlerinde bulundu.

Bugüne kadar enfeksiyon hastalıkları, antibiyotikler, NSAİ ‘ler, ağrı, üst solunum yolu hastalıkları ve soğuk algınlığı ürünleri, OTC ürünlerle çalıştı ve lansmanlar yaptı, özgün eğitimler hazırladı. Türkiye’de ve yurt dışında doktor, eczacı ve satış ekiplerine ürün -endikasyon ve pazarlama eğitimleri verdi. Almış olduğu çok sayıda eğitim ile sunum becerileri, beden dili, interaktif eğitim becerileri vb. alanlarda yetkinliklerini geliştirme fırsatı buldu.

Son 5 yıldır İzmir’deki eczanesinde serbest eczacı olarak çalışıyor. Eczanesinde eğitim, prim sistemleri, ürün kategorilerini yönetme konusunda uygulamalara ağırlık veriyor. Aynı zamanda Fortiks Eğitim Danışmanlık bünyesinde meslektaşlarına ve eczane teknisyenlerine sağlık eğitim seminerleri veriyor.

İletişim
sibelcolak@yahoo.com